Showing posts with label Ruh Sagligi Akil Hastaligi. Show all posts
Showing posts with label Ruh Sagligi Akil Hastaligi. Show all posts

Tuesday, January 21, 2014

Uyku Bozuklugu Duzensizligi Uykusuzluk Nedir

Uyku Nedir, Uyku Problemi, Uykusuzluk Tedavisi

Uyku, kişinin uygun hissi veya başka uyaranlarla uyandırılabileceği bir şuursuzluk hali olarak tarif edilebi­lir.

Hayatımızın üçte biri uyku ile geçer. Uykunun önemi, uykusuz geçen bir geceden sonra anlaşılır. Hayatın tadı kalmaz, bütün gün asabı, uykusuz bir şekilde ortalarda dolaşır, kendimizi hiçbir işe gereğince veremeyiz.

Uyku, yemek, içmek ve teneffüs etmek gibi fizyolojik bir ihtiyaçtır. İnsanın vücut ve ruh dengesini sağlar. Sinir sistemimizi düzenler, vücudumuzu dinlendirir.
Uyanık halden uykuya geçiş de tedricen olur. Uyku­nun gelmesi; gittikçe artan şiddetli bir yorgunluk hissi, çevredeki uyaranlara kayıtsızlık ve duyu faaliyetinin geri­lemesiyle başlar. Vücudun tepkileri yavaş ve yanlış olur. Göz kapakları gözün üstüne ve baş; nöbet nöbet göğüse doğru düşer, çene aşağı sarkar, gövde bükülmeye başlar ve kollar yanlara sarkılır.
Uykunun mekanizması ise pek bilinmemektedir.

Uyku esnasında, bütün kaslar gevşemiştir. Buna bağlı olarak refleksler de zayıflar. Duyularda belirgin azalma vardır. Kalb atımları dakikada 10-30 azalır. Kan basına 10-20 mm. düşer. Nefes alma süresi uzar, verme kısalır. Mide hareketleri devam eder. Metabolizma (vücut faaliye­ti) yüzde 1-15 oranında yavaşlar.

Rüyanın bir ihtiyaç olduğu anlaşılmıştır. Normal uy­kunun yüzde 20-25'inde rüya görülür ve bu 5-6 seferde olur. Bu sırada göz kapakları hareket eder.
Yapılan bir araştırmada; göz kapaklarının hareketi sı­rasında, şahıslar uyandırılarak rüya görmeleri 5-6 gece engellendiğinde; gündüz ki davranışlarının geceyi uyku­suz geçiren bir insanda olduğu gibi sinirli ve gergin oldu­ğu görüldü. Ayrıca engelleme bittiğinde rüya görme süresi uzamakta ve rüyasız geceler böylece telafi edilmektedir.

Uyku Getiren, Uykuyu Etkileyen Faktörler: Sessizlik, karanlık, uygun ısı, uzanma veya oturma, fikrî dinlenme, süt, yo­ğurt, nişastalı ve şekerli gıdalar (bisküvi, ekmek, makar­na şeker gibi).

Uyku Kaçıran, Uykuyu Geciktiren Faktörler: Hareket ve faaliyet, şiddetli uyaranlar, can sıkıntısı, öfke, aşırı vücut ve zihin yorgun­luğu, açlık veya mideyi fazlaca doldurma, çay, kahve veya kola gibi içecekler.

Uykusuzluk Nedir, Uyku Bozukluğu

Eskilerden beri problem olan, ancak ge­rilimlerle dolu çağımızda daha sık rastlanan uykusuzluk, az ve kötü uyuma hissidir ve kişiden kişiye farklılıklar gösterir. Bazı kimseler 3 saat uyuduktan sonra, sabah dinlenmiş ve zinde olarak kalkar. Bazısı ise 8 saat uyuma­sına rağmen, uykusu hafif ve kötü geçtiğinden sabah yor­gun uyanır. Bir de, havadan veya aklımızı kurcalayan bir meseleden ileri gelen bir kaç gecelik uykusuzluk ile, bir hastalık belirtisi olan müzmin uykusuzluğu yenmenin tek çaresi; uyku ilaçlarına sarılmak değil, buna sebebiyet ve­ren hastalığın tedavi edilmesidir.

Uyku Düzensizliği Yaygın: Uzun yıllardan bu yana, uyku­suzluk, milyonlarca insanın hayatını altüst eden bir olay olarak ortaya çıkmıştır. Bu insanların birçoğu devamlı uy­ku ilacı kullanmakta, diğerleri ise uykusuzluklarını -iyi veya kötü- kabullenmiş görünmektedirler.

Toplumda uyku bozukluğu çekenlerin oranı % 20 tah­min edilmektedir. Mühim endişe veya depresyon ve yaşın ilerlemesi ile bu sıklık artış göstermektedir. Ruhî rahat­sızlığı olanlarda ise % 70-80'e çıkmaktadır.

Uykusuzluğun Sebepleri: Uykusuzluğa sebep olan faktörler arasında ilk sırayı ruhî meseleler alır. Özellikle orta yaş depresyonuna giren, çocukları evlenip evden ay­rıldığı veya kendi hayatlarını idare edebilecek duruma geldiği için kendini gereksiz hisseden, her türlü heyecanı­nı kaybeden kadınlarda uykusuzluğa çok sık rastlanmak­tadır. Erkeklerde ise uykusuzluk, daha ziyade emeklilik yaşının eşiğinde hissedilir.

Uykusuz geçen gecelerin sorumlusu; endişe ve meşele­ri tek tek sıralamak imkansızdır. İş hayatındaki rekabetlerden hissî ilişkilerdeki hayal kırıklıklarına ka­dar her türlü ruhî çöküntü, endişe, uyku ritmini bozabilir. Bu durumda da ilaçlar meseleyi halletmez, sadece onu gizlerler. Altta yatan sebebi arayıp bulmak ve çözmek en etkili yoldur.

Yetişkin ve Çocuklarda Uykusuzluğun Tedavisi

Daha çok uyuyan, daha çok dinlenir diye erkenden yatağa girmek doğru değildir. Zoraki bir dinlenme insanı sinirli yapar.

Uykusuzluk için, günlük yaşantıdaki alışkanlıkları değiştirmekle işe başlamak gerekir.

Belli bir saatte yatılmalıdır. Çalışma hayatının gün­lük programını dikkate alan uygun bir saatte yatmaya alışılmalıdır.

Akşamları gerginlikten uzak olmalıdır. Yoğun fizikî ve zihnî ve bedenî gevşetecek şeylerle, meselâ basit bir oyun­la, gazete ve kitap okumakla, sohbetle veya yürüyüşle ge­çirilmelidir.
Ağır yemeklerden kaçınmalıdır. Süt, yeşil salata, ızga­ra et, meyve özellikle sarımsaklı yoğurt uykuyu kolaylaş­tırır.
Devamını Oku »

Epilepsi Hastaligi Sara Epilepsi Nedir

Epilepsi Hastalığı, (Sara), Epilepsi Nedir

Beynin çalışmasındaki bir anormallik so­nucu, zaman zaman gelen krizler, ya çok kısa süren dikkat ya da bilinç kaybı veya uzun süren bilinç kaybı ile birlikte çır­pınmalar halinde görülen bir hastalıktır. idyopatik epilepsinin nedeni bilinmemektedir. Semptomatik epilepside ise, beyinde, bir tümör ya da zedelenme söz konusudur.

Epilepsi Hastalığının Belirtileri Hakkında

Epilepsi Başlangıcı, Tipik bir krizden önce hastada, vücu­dun belirli bir yerinde ağrı, garip kulak çınlaması, titreme, ga­rip bir korku, hayal görmek ya da paniğe kapılmak gibi bir duygu belirir. Bundan sonra hasta, bilinçsiz olarak yere düşer, tüm vücut kasları kasılır, solunum durur ve bundan ötürü de hastanın yüzü önce soluklaşır, sonra da morarır. Epilepsinin bu devresi «tonik devre» olarak tanımlanır. Tonik devreden sonra, kol ve bacaklar düzenli bir şekilde kasılıp gevşer, bu sırada idrar torbası ve bağırsaklar boşalabilir, dil ısırılabilir. Epilepsinin bu devresine de «klonik devre» denir. Kasılmalar giderek azalır ve hasta, derin derin soluyarak sakinleşir ve bi­linçsizlik süresi değişik uzunlukta olabilir. Bazen hasta aniden kendine gelip, sanki hiçbir şey olmamış gibi krizin gelmesin­den önce yapmakta olduğu işe devam eder. Fakat genellikle, saatlerce süren bir şaşkınlık hali görülür. Bu krizlerde tehli­ke, hastanın düşerken başını yere vurmasıdır. Epilepsi krizle­ri günün herhangi bir saatinde, belirli olmayan sıklıklarla gö­rülebilir, ancak krizin şekli kişiye özgüdür.

Epilepsi Hastalığı Tedavisi

Kriz sırasında hasta, çırpındığı zaman yaralan­masın diye, açık ve rahat bir yere taşınır. Çevresindeki eşyayı kaldırmak mümkün değilse, hastanın bunlara çarpması engel­lenmelidir. Bu arada, dilin ısırılmaması için, çenesinin açık tutulmasına çalışılmalıdır. Bu nedenle de hastanın dişleri ara­sına bir mendil sıkıştırılabilir. Hastanın yakası ve göğsü açılır. Kriz sırasında hastanın çevresinde toplanan seyircileri engel­lemelidir. Erişkin bir kişinin hastaneye kaldırılması gerekmez, ama kriz geçiren bir çocuksa mutlaka bir hastaneye kaldırıl­malıdır. Semptomatik epilepside asıl tedavi, nedenin ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Epilepsinin genel tedavisi ilaçlarla­dır. Beyinde belirli bir anormal alan varsa ve bunun yeri özel­likle şakak lobundaysa, ameliyata başvurulabilir. Epilepsi ka­lıtsal bir hastalık olduğu için, eşlerin ikisinde de epilepsi olma­sı çocuk için tehlikelidir, ama yalnız birinde varsa, önemsizdir. Semptomatik epilepsi hiçbir zaman kalıtsal değildir.
Devamını Oku »

Ruh Sagligi Akil Hastaliklari Zeka Geriligi

Ruh Sağlığı, Akıl Hastalıkları, Akıl ve Ruh Sağlığı Bilgileri

Akıl hastalıkları halk arasında delilik diye adlandırılmaktadır. Günümüzde bile hastalığın oluş nedenleri hâlâ bilinmemekte­dir. Doktorların çoğunda, akıl hastalarında (psikozlar), ruh hastalarında olduğu gibi, ruhsal yaşantının çok büyük önem taşıdığı kanısı hâkimdir.

Ruhsal hastalıkların (nöroz), oluşumunda çevresel ve fizik­sel baskılar büyük rol oynar. Bu nedenle, nörozlar ciddi çeliş­kileri kişiliklerinde taşıyan kişileri yansıtırlar. Hastalığa neden olan olayların yanında ruhsal yaşantının da büyük rolü vardır. Fiziksel ve ruhsal olgunluk bozuklukları da, çoğu kez, aşın yüklenme sonucu ruhsal hastalıkların oluşumuna yol açabilir. Fiziksel ve ruhsal etkenlerin oluşturduğu organik psikoz ile fonksiyonel psikoz arasında bir ayrım yapmak zorunludur.

Zeka geriliği Nedir, Bebekte Zeka Geriliği Belirtileri

Zeka Geriliği Nedenleri; Birçok vakada, embriyonun ya da fetüsün ra­him içindeki gelişimi sırasında annenin kızamık geçirmesi, an­nede daha önce var olabilecek frengi gibi hastalıklar, anne ya da çocuktaki hormon ve enzim yetersizlikleri, çocuğun hasta­lanması, doğum kazaları vb. etkenler zekâ geriliğinin oluşu­muna neden olabilir. Zekâ geriliğini üç grupta toplamak müm­kündür:

1. Debilite: Hafif zekâ geriliğidir. Korunduğu takdirde ken­disine bakabilen, ama normal iş koşullarında ve yaşamda, nor­mal bir insanla rekabetten yoksun olan geri zekâlı kişidir.

2. Embesilite: Zekâ geriliğinin ikinci devresidir. İşlerini ve kendisini idare edemeyen kişi embesildir.

3. İdyosi: Zekâ geriliğinin en son derecesidir. Kendisini en basit tehlikelerden bile koruyamayan kişi idyottur.
Devamını Oku »